29 Kasım 2011 Salı

Yeni 52'de neler oluyor! - Red Lanterns #1






Sinestro Corps War'ın sonlanmasına yakın günlerde Ganthet diğer duyguları temsil eden güçlerin de mevcut olduğunu söylediği an, ne kadar heyecanlandığınızı hatırlıyor musunuz?











Hatırlamayanlar, Green Lantern v3 #25'e doğru uzanıp bu anı tekrardan yaşayabilir, biz ise Ganthet'in kırmızı yüzük taşıyıcılar için söylediklerini tekrar edelim :



Evet, taşıyıcının öfkesi tabii ki kontrolsüz olacak, allah aşkına; siz olsanız Atrocitus'un yerinde ne yapardınız?

Kainata kendilerine göre verecekleri düzen ile bir çeşit nizam-ı alem anlayışını takip eden ölümsüz Guardians of the Universe tayfası, namı diğer şirinler; vaktiyle Green Lantern Corps'u yaratmadan önce işlerini Manhunter adı verilen ve yine irade enerjisi ile çalışan robotlarla yapmaktaydılar. Bu robotların yazılımındaki ufak bir hata Sector 666'da bulunan birliklerin kafayı küllüm sıyırması, ve Atrocitus kardeşimizin memleketi olan Ysmaul gezegeni de dahil olmak üzere tüm 666.Sektördeki yaşamı yoketmeleri sonucunu doğuruyor. Herşey bununla bitse yine iyi, bu herzeyi yiyenler Atrocitus ve onunla birlikte sağ kalan diğer dört varlığı Ysmaul gezegenine hapsedince; bu arkadaşlar sinirden kendi kendilerine tecavüz edebilecek raddeye geldiklerinde kainatın ilk Kırmızı bataryası varolmuş oluyor. Ve Atrocitus, böyle bir güce sahip oluyor.

Bu adamın yerinde siz olsanız ne yaparsınız, tekrar soruyorum? O cüceleri tek tek bulup , kafa derilerini yüzmez misiniz? İşte Atrocitus ve kedisi de, temel olarak bu motivasyonla hareket ediyorlar. Evrende hayat bulan bitmek bilmez öfkeden beslenerek, ve acı ve öfke yaratan tüm varlıkları cezalandırarak. Ve araştırarak, Evrende bu kadar acı varken, güçlerinin neden bu kadar azaldığını öğrenmeye çalışarak.

Evet, kendi dergilerine kavuşmaları Red Lantern Corps için iyi bir gelişme olabilir, fakat aynısını Atrocitus için söyleyemiyoruz : kendisi tüm zamanların en düşük skorlarından birini sergilemekte, ve bu bir avuç katilden başka bir şey olmayan kuvvetleri içerisinde de hissedilmiş durumda. Krona'nın ölümüyle kendisinden çalınan intikamını tekrardan ele geçirebilmek için yola koyulduğunda, geride bıraktığı kuvvetlerini kimin yöneteceğinin belirsiz olduğunu da bilmiyor.

Güzel, değil mi? Evet, Red Lanterns Peter Milligan'ın Justice League Dark'tan sonra ikinci başarılı title'ı olacak gibi görünüyor. Eh, Ed Benes bu seri için biraz tecrübesiz bir çizer olabilir, ama başarı geldikten sonra onun replacement'ı zor olmayacaktır.

Atrocitus, ilk göründüğü andan itibaren daima fanların bayıldığı bir karakter oldu. O ve ona sadık kedisi Dex-Starr kainatın derinliklerinde yapacakları kıpkırmızı yolculuğa bizi de sürükleyecekler, en azından Peter Milligan yazdığı sürece bu böyle olacak gibi görünüyor.


Hiç yorum yok: