30 Eylül 2011 Cuma

The Jean Grey School for Higher Learning

X-Men'e dair her değişiklikten, her yenilikten sıkıldığınızı biliyorum ama bu sefer ortada gerçekten tuhaf bir durum var. Schism'in ardından Regenesis ile (kim bilir kaçıncı defa) parçalanma sürecine girecek olan X-Men dergilerinden Wolverine and the X-Men'in 1.sayı Teaserları yayınlandı, aşağıdaki iki teaser  (kapakla birlikte) X-Men camiasının nası iki köşesinden tutularak ters döndürülecek şekilde katlandığını göstermekte :



The Jean Grey School for Higher Learning, "Headmaster" Wolverine'in öncülüğünde açılacak yeni okulun adı olarak görülüyor, yani Wolverine'i çok sevdiği bir iş olan "mentoring" yaparken görme şansına erişeceğiz. Yıllardır bilinen her türlü yöntemle insan öldüren, kafa kesen, vahşet saçan bir adamın çocuk yetiştirmesini izlemek gerçekten paha biçilemez bir zevk olacaktır.

Şaka bir yana, bu değişim zaten uzun süredir gerçekleşmekteydi; daima daha kontrollü ve bilinçli davranan Scott Summers tüm mutantların kaderi omuzlarına yüklenince daha yırtıcı ve proaktif davranmak zorunda kalmış, Logan da bir adım geri çekilerek genç mutantlara daha çok sahiplenmeye başlamıştı. Bakmayın siz onun Schism'de kendisine ders yazdığı için Scott Summers'a küfrettiğine, Logan bugüne dek bir çok genç mutant'a hocalık yaptı zaten : Jubilee, Kitty ve Hope bunlardan sadece bir kaçı.

Okulun adı ise ayrı bir muamma, Wolverine'in Scott'a ve onun Emma Frost'un "yolunu" seçmiş olmasına verdiği bir tepki olarak değerlendirebiliriz bunu; ama üzerinden o kadar çok zaman geçti ki -Newsarama editörlerinden birinin deyimiyle- Çizgi Roman yeniden doğuşlarının büyük beyaz balinası Jean Grey'in olası bir geri dönüşü için yakılmış işaret fişeği olarak görmek de çok hayalci olmaz. Kısmet. 

Yeni eğitim döneminde, Logan'ı sakallarını rahatsız eden bir kravatla görmek eğlenceli olacak, o kesin. Benim tek sıkıntım bunu -hiç haz etmediğim - Chris Bachalo'nun kaleminden görmek herhalde.

29 Eylül 2011 Perşembe

Yeni 52'de neler oluyor! - Animal Man #1

Buddy Baker'ı tanıyor musunuz? İlginç bir kaza sonucunda tuhaf bir güç kazanır bu şahıs, ilk önce sadece yakınlarında bulunan hayvanların özelliklerini kopyalayabiliyordu; ilk dönem hikayeleri bu yüzden çok eğlencelidir : Etrafı gangsterlerle sarılıyken birden ağaçların arasında bir tavşan görür , hop, hoplaya zıplaya kaçmaya başlar.


DC'nin eski karakterlerini genç ingiliz yazarlara emanet ettikleri bir dönemde ( Alan Moore'un Swamp Thing'i ve Neil Gaiman'ın The Sandman'ı yeniden yarattığı dönemde) Grant Morrison'un payına Baker düştü, ve Morrison'un topu bildiğimiz süper kahraman kavramının dışına atmasıyla hem evli, hem çocuklu, hem aktivist, hem de süper kahramanlık yapmaya çalışır bir hale geldi. Bir de baktık, okuması büyük keyif veren bu seri bir süperkahraman hikayesi anlatmaktan ziyade normal bir hayat sürmeye çalışmasına rağmen sürekli başına tuhaf şeyler gelen, vejeteryan olup hayvan haklarını savunmaya başlayan bir adamın hikayesini anlatıyor. Animal Man'in Morrison dönemlerinin ciltleri hardcover olarak basıldı, bu güzel günleri yakalamak için geç kalmış sayılmazsınız.

Bu harikulade karakterin Yeni 52'deki izdüşümüne baktığımızda DC'nin -artık bir politika olduğunu düşündüğüm- Vertigo konseptini orjinal evren içerisinde eritme stratejisi doğrultusunda son derece karanlık; ve bir o kadar da sarkastik bir tarz yaratılmış olduğunu görüyoruz. Buddy Baker; bir yandan aile babalığı müessesesinin getirdiği yükümlülüklerle boğuşurken bir taraftan da Animal Man olmaya devam etmek mi istiyor, yoksa kariyerini sinema ve aktivistlik üzerine mi kurmalı bu konuların mücadelesini veriyor. Tam da Morrison'un olmasını istediği gibi, bir "Everyman", tüm kainatı kötülerden kurtarmak yerine hayvan hakları için mücadele vermenin doğru olacağına inanıyor.

Jeff Lemire'in yeni 52'deki iki dergisinden biri olan Animal Man, ( ikincisi Frankestein , Agent of S.H.A.D.E ) Buddy Baker'ın kaldığı yerden devam etme konusundaki isteğiyle ve Travel Foreman ile Dan Green'in kusursuza yakın işçiliğiyle raflardan size göz kırpıyor , aman siz siz olun; Lemire'in Superboy'daki fecaat işleri sebebiyle seriden uzak durmak gibi bir hata yapmayın. ( :) ) Ayrıca, kapağı bile tek başına o kadar güzel ki, zaten görürseniz gözden kaçırmayacaksınızdır.

28 Eylül 2011 Çarşamba

Yeni 52'de neler oluyor! - Supergirl #1


Crisis on Infinite Earths'te vefat ettikten sonra tutunamayan bir karakter haline gelmişti Supergirl, daha sonra animasyon haline dönüştürülen Superman/Batman hikayesi "The Supergirl from Krypton" ile tekrardan -bildiğimiz kimliğiyle- DC evrenine dahil edildi. Sonra ne oldu, tüm evrene uygulanan bir reboot ile birlikte görüyoruz ki Superman yine "Krypton'un son ve yegane evladı" sıfatına sahip olmaktan bu abla sebebiyle mahrum kalıyor.


Nereden nereye, Superman'ın hikayesini ve kostümünü değiştirmeye cüret edebilen DC , tabii ki Supergirl ile de oynayacaktı. İlginç bir şekilde, bu kurcalama hayırlı olmuş gibi duruyor : Yeni Supergirl, sıkıcılıktan uzak harika görünen bir kostümle, ve geçmişine dair bir kaç ipucu içeren ilk sayısıyla karşımızda :

"Şunu büyük görelim.."

Klasik bir Supergirl girişi karşılıyor bizi, Kara sebebini çözemediği bir sebepten ötürü dünyaya düşüp gezegeni Kansas yakınlarından Sibirya'ya kadar delip geçiyor, bu kadar kuvvetli bir şekilde dünyaya çarpıp gezegenin böğrünü bir mızrak gibi delen bu nesne, nasıl bir etkiyle durabiliyor onu bilemiyoruz tabi; kurcalamak da istemiyoruz. Öğrendiğimiz ilk şey, daha önce buna benzer bir olayın Kansas tarafında yaşandığı, sanırım "Kansas Event" ile ilgili daha fazla şeyi zaman içerisinde Action Comics'de öğreneceğiz.

İkinci nokta ise, Supergirl'ün kostümü hakkındaki yorumları. Bunu bir mezuniyet kıyafeti olarak, en azından mezuniyetinden sonra giyebileceği bir kıyafet olarak görüyor olması ilginç, Krpyton kökenli bu elbiseye zaman içerisinde sahip olacak olan Clark'ın öyküsü nasıl yazılacak, şu an daha da merak içerisindeyim.

Klasik Supergirl girişi derken asıl bahsetmek istediğimi atladım, olaylar Superman/Batman'deki girişine çok benzer bir şekilde vuku buluyor; dünyalıların ne konuştuğunu anlamaktan uzak olan Kara bir süre anlamsızca mücadele ettikten sonra; Superman tarafından durduruluyor. Superman/Batman'de de aynı şekilde cereyan etmişti bu olay, burada da aynı şekilde gerçekleşiyor : iki tarafın birbirini gördüğü an Superman daha serinkanlı, Supergirl ise rüyada olduğunu düşünecek kadar gerçeklikten kopmuş. Tuhaf olan da bu, Supergirl kendi ırkından insanlarla dolu bir gezegenden kopup gelmesine rağmen kendinden birini gördüğünde şaşırıyor, Superman ise halkının son temsilcisi olduğunu düşünürken müstakbel kuzenini gödüğü an hiç mi hiç şaşırmıyor. Belki zaman içerisinde bunu da öğreniriz.

Supergirl #1 DC evreninde Kara'nın yerini az çok belli ediyor, yukarıda bahsettiğim ipuçları ve başlangıç niteliği sebebiyle önem arzediyor, ve tabii ki Mahmud Asrar'ın eşsiz cizimleriyle. Düzelterek şöyle söyleyebilirim; hikaye Asrar'ın muhteşem çizimlerinin tadını çıkarmanızı engelleyebilecek kadar sıkıcı ya da kötü değil, ben şahsen Supergirl'ü de bir süreliğine Pull List'ime yerleştiriyorum. Tavsiye, ama Wonder Woman'ın yarısı kadar.

Yeni 52'de neler oluyor! - Wonder Woman #1

Bizi daima "Ne yaparsan yap, olmuyor bazen" demek zorunda bırakan dergilerden biriydi Wonder Woman :  doğal bir mitolojik arkaplana sahip olmasına rağmen bir türlü iyi kullanılamadığından mı, yoksa hep yüzeysel hikayelerle -Amazons Attack gibi- kullanıldığından mı bilinmez ama DC denildiğinde çoğu insanın aklına Wonder Woman gelmesine rağmen kimse gidip de dergiyi almıyordu. Dizisini yapmaya kalktılar, olmadı. Kostümünü değiştirmeye kalktılar, olmadı. Bir türlü barışmadı yıldızımız Diana ile, o da JLA sayfalarında, ya da büyük eventlerde uzaktan mahçup bir şekilde göz kırpıp durdu bize.


Yeni 52'nin bir parçası olan Wonder Woman #1, ilk sayıdan yorumda bulunmanın ayıp sayılmadığı bir ülkede bize uzaklardan öyle güçlü sesleniyor ki, yukarıdaki paragrafta sormaya korktuğumuz tüm soruların cevabının "Brian Azzarello" olduğunu düşünmeye başlıyoruz. İlk sayı itibariyle Wonder Woman, 52'ye büyük bir başarı hikayesi olarak girmeye hazırlanıyor.

Joker, Lex Luthor : Man of Steel ve (tabii ki) 100 Bullets gibi kült işlerinin yanı sıra Marvel MAX için yazdığı (ve çizgi roman tarihindeki en ilginç sevişme sahnelerinden birini barındıran) Cage dergisinden de son derece iyi tanıdığımız Azzarello o utangaç bir şekilde bize bakan Amazon prensesini alıp Maxvell Lord'un boynunu bir hamlede kırdığı günlere geri götürmüş gibi görünüyor, en azından ilk sayının bir Vertigo dergisine yakın seyretmesinden böyle devam edeceğini tahmin ediyorum. Zaten serinin Azzarello ve (daha önce Human Target'ta izlediğimiz) Cliff Chiang gibi iki Vertigo sanatçısına emanet edilmiş olması, DC'nin Diana için artık "Eti senin kemiği benim, işe yaraması için ne isterseniz yapabilirsiniz" demiş olduğunu düşündürüyor. Eh, ilk sayı itibariyle standartta çok ciddi bir düşüş yaşamazlarsa bu formül tutacakmış gibi görünüyor.

Centurionlar mevcut, Zeus bahsi geçmekte, eh, biraz daha kesilen kafa görürsek Wonder Woman God of War oynadığımız akşamların hemen ertesini büyük bir keyifle şenlendirebilir. Yeni 52'nin muhakkak takip edilmesi gereken dergilerinden biri bence, okumadıysanız kaçırmayın!

15 Eylül 2011 Perşembe

2011 Ağustos Ayı Satış Rakamları

Yayın programı ilk açıklandığından beri "DC'nin yeni 52'si satış rakamlarına nasıl etkide bulunacak acaba?" diye merak ediyorduk, DC sağolsun Justice League gibi bir ağır topu tüm dergilerden önce salarak Ağustos sıralamasına sokmayı başardı. Bu sayede JL Marvel dergilerine ve Flashpoint'e, "Siz hepiniz, ben tek ulan" çekebilme imkanı bulmuş görünüyor. Bakalım durumlar neymiş .

Sıralama
Index
                           Dergi                
Fiyat
Yayıncı
Adet
1
331.04
JUSTICE LEAGUE #1
$3.99
DC
  171,344
2
182.66
FLASHPOINT #5
$3.99
DC
    94,547
3
175.65
FEAR ITSELF #5
$3.99
MAR
    90,914
4
166.57
FLASHPOINT #4
$3.99
DC
    86,216
5
142.51
ULTIMATE COMICS FALLOUT #4
$3.99
MAR
    73,764
6
137.63
AMAZING SPIDER-MAN #667 SPI
$3.99
MAR
    71,235
7
116.49
AVENGERS #16 FEAR
$3.99
MAR
    60,295
8
111.49
WAR OF THE GREEN LANTERNS AFTERMATH #2
$3.99
DC
    57,707
9
111.15
AMAZING SPIDER-MAN #668 SPI
$3.99
MAR
    57,533
10
108.26
NEW AVENGERS #15 FEAR
$3.99
MAR
    56,035
11
105.95
UNCANNY X-MEN #542 FEAR
$3.99
MAR
    54,840
12
105.07
CAPTAIN AMERICA #2
$3.99
MAR
    54,384
13
104.85
KICK-ASS 2 #3 (MR)
$2.99
MAR
    54,270
14
104.14
UNCANNY X-FORCE #13
$3.99
MAR
    53,904
15
103.32
BATMAN INCORPORATED #8
$2.99
DC
    53,481
16
103.11
GREEN LANTERN CORPS #63
$2.99
DC
    53,372
17
102.22
BATMAN THE DARK KNIGHT #5
$2.99
DC
    52,908
18
101.82
BATMAN AND ROBIN #26
$2.99
DC
    52,704
19
100.30
FF #8
$2.99
MAR
    51,917
20
100.00
BATMAN #713
$2.99
DC
    51,760
21
98.09
UNCANNY X-FORCE #14
$3.99
MAR
    50,770
22
96.88
X-MEN SCHISM #3
$3.99
MAR
    50,147
23
92.02
ULTIMATE COMICS ULTIMATES #1
$3.99
MAR
    47,630
24
89.48
SECRET AVENGERS #16
$3.99
MAR
    46,317
25
86.41
PUNISHER #1
$3.99
MAR
    44,725


Neredeyse iki katı gibi bir farkla liderlik koltuğunda oturmasına rağmen, durumun ne kadar içler acısı olduğunu görebilmek için gözlüğe gerek yok : Çizgi Roman satışları bir hayli kötü durumda. Hatırlatma babında Newsarama'nın derlediği önemli satış rakamlarından bahsedelim, bir karşılaştırma imkanı tanıması açısından; Spider Man'in kimliğini ifşa ettiği Civil War #2 340 bin, Frank Miller'ın hem seveni hem de nefret edeni bol kurgusu All Star Batman and Robin The Boy Wonder'ın ilk sayısı ise 276 bin satmıştı. Öf, Secret Invasion #1 bile 262 bin'lik bir satış rakamı yakalamış ki, bu çizgi romanların hepsi Cbr çağı olarak adlandırabileceğimiz scan edilmiş çizgi romanların bilgisayarlarda rahatça bedavaya okunabildiği dönemde çıkmıştı. Bu sebeple , Justice League'nin bu satış rakamında kalıyor olması beni sıkıntıya soktu, ben daha yüksek bir rakam beklemekteydim. Neticede uzun süredir yapılmamış bir şey yapılıyor, bir evren -neredeyse- tamamen baştan reboot ediliyor. Bu konuda daha fazla hayal kırıklığı temalı konuşmalar yapmadan, önümüzdeki ayı beklemenin mantıklı olacağını ifade etmek istiyorum. Hele bir de diğer büyük topların satışlarını görelim. Mart ayı satış rakamlarını değerlendirirken de "Green Lantern'ı reboot etseniz 200k satabilirsiniz" demişim, dilimi eşşek arıları şimdiden sokabilir efendim.

Diğer nazar-ı dikkatimizden kaçmayan noktalar ise şöyle;

  • Marvel'da işler kötü. Yeni Ultimate Spider-Man'i açıkladıkları Ultimate Comics : Fallout #4'le ya da Fear Itself #5 ile en azından 100k barajını aşabiliyor olmaları gerekliydi bence. Ama iki seri de o kadar anlamsız bir sıkıcılıkta ilerliyor ki, burada görülen rakamların önemli bir kısmının aboneliğini iptal ettirmeye üşenen tembel nerd'ler olduğunu düşünmeye başlıyorum. Miles Morales bile kurtaramadı, o derece.
  • FF#8'in bu kadar gerilemesi, hikayenin hem karmaşık hem de birazcık sıkıcı hale gelmesinden ötürü kaynaklanıyor gibi. Bu konuda çok fazla okuyucu yorumu aldım , "FF karmaşık hale geliyor" gibisinden. (Kendimi Güneri Cıvaoğlu gibi hissetmedim değil.)
  • Fear Itself o kadar çok tie-in'i olan o kadar karmaşık bir seri haline geldi ki, editörlerin bile hepsini okumakla uğraştıklarını zannetmiyorum. Bu satış rakamları, ortadaki ürünün tam karşılığıdır.
  • The Mighty Thor, satmıyor. X-Men, satmıyor. Punisher gibi iki yılda bir reboot eden bir seriyi reboot ediyorsun, satmıyor. Bence marvel editörlerinin bir noktada DC ile görüşüp Crossover yapmayı planlamaları lazım, bu iş başka türlü toparlanmaz.
  • War of the Green Lanterns sonrasında bile Green Lantern dergilerinin belli bir rakamın üzerinde olması, benim için gurur kaynağı oldu. Onları çocuklarım gibi seviyorum, koçlarım benim.