17 Kasım 2011 Perşembe

Yeni 52'de neler oluyor! - Aquaman #1


DC'de doğduğuna, doğacağına pişman olmuş başka bir kahramanımız da Aquaman (ne kadar çoklar, değil mi?) . Bu güzel abimizin başına neler gelmedi ki; bir eli koptu, daha sonra önce bir kancayla, sonra sudan bir elle idare etti. Öldü, dirildi, tam iki elini de kullanabilen bir insanın tüm avantajlarından faydalanabiliyor, taharat filan alabiliyordur diye seviniyorduk ki tekrar elini kaybetti. Çoluğunun çocuğunun başına gelenlerden ise hiç bahsetmiyorum, DC'nin çok hardcore davrandığı bir karakter Aquaman. DC Vs. Marvel serisinde Namor'u üzerine dev bir balina düşürerek yenmesi bile keyfini yerine getiremedi, o derece sıkıntılı bir karakter.


Ama artık, gün yeni DC evreninin günü, ve Aquaman'ın bu makus talihinin değişeceğine yönelik derin hislere sahibim!



 Şey, aslına bakarsanız insanlar yeni Aquaman'ın ilk sayısında Aquaman ile o kadar çok dalga geçiyorlar ki , bu durum düzelir mi düzelmez mi emin olamıyorum. Emin olduğum ilk şey ise, Aquaman'ın bu tempoda devam ederse DC'nin okunması en keyifli dergilerinden biri olacağı. İlk sayı itibariyle yaratıcı ekip "Yeni bir seriye nasıl başlanır?" dersi veriyor adeta, her sayfa birbirinden renkli ve eğlenceli; hoşuma giden hangi sekanstan bahsedeceğimi bile şaşırıyorum; Arthur ile lokantada balık konusunda kavga eden adamdan mı, ona su teklif eden polislerden mi, yoksa Atlantis konusunda onunla dalga geçen çocuktan mı?

Tüm bu güldüğüm noktalar, aslında tam ters istikamette bir yeri işaret ediyor : Aquaman'ın JLA tayfası içerisinde hep geride kalıyor oluşunu. Kimsenin favorisi olmamasını. Bu izlerin hepsini toplayıp bir kenara koyduğunuzda ise karşınıza başka bir karakterin geçmiş gölgesi çıkıyor; Green Lantern.

Green Lantern da Geoff Johns tarafından teslim alındığında bu haldeydi, uzun bir koşu sonucunda geldiği noktayı hepiniz takdir edeceksinizdir. Şimdi ben, aynı şeyin Aquaman için de gerçekleşebileceğini düşünüyorum. Johns'un Green Lantern'da düştüğü sıkıntı, Aquaman'ın düşük seviyedeki popülerliği için en iyi ilacı doğuruyor olabilir. Ivan Reis zaten Blackest Night'ta harikalar yaratmıştı, karşımıza koyduğu ışıl ışıl Aquaman'ın da böyle devam etmesi durumunda hep güzel görüneceğine eminim.

İlk sayı, hikaye örgüsü anlamında çok bir şey vaadetmiyor belki ama; önümüzdeki aylarda Aquaman dergisinde iki boyutlu karakterler yerine aklımızda bir çok anıyla kazınmış bütün bir evren bulacağımıza dair bize göz kırpıyor. Johns , Reis ve Curry üçlüsünü bana göre çok güzel bir gelecek bekliyor. Tek bir olumsuz ihtimalden bahsetmek mümkün; o da Aquaman'ın bir parodi haline dönüşmesi; bu da işin başında Johns olduğu sürece pek mümkün görünmüyor.

Ve emin olun, ilk sayılarda kalkan toz yerine oturmaya başladıkça DC dergileri içerisinde seçici davranmak zorunda kalacaksınız, bu ana kadar Aquaman aklınızın bir köşesinde yer etmeli.


Hiç yorum yok: