15 Eylül 2011 Perşembe

Yeni 52'de neler oluyor! - Green Lantern #1

Vakit buldukça yeni 52'yi okumaya çalışıyorum. Marvel Comics'de bu aralar kelimenin tam manasıyla dişe dokunur tek bir dergi bile yayınlanmıyor, o yüzden çizgi roman için vakit bulduğum an, DC'nin yeni 52'si için vakit bulduğum an haline geliyor. O yüzden, devam edelim efendim.

 Elimizde ikinci olarak Green Lantern #1 var. Geoff Johns'un 4.volume'ü ile başarılması çok zor bir işe imza atıp DC'nin kutsal üçlemesinin yanına iliştirebildiği Green Lantern, son dönemde sürekli benzer olayların yaşandığı bir seri olarak eleştirilmekteydi. Yaklaşık 70 sayı süren bir koşuda böylesi bir durum normal karşılanmalı tabii ki , ama insanlar "Hal Jordan fazlasıyla içi boş , kartondan bir karakter haline geldi." demeye başladıklarında işin gerçekten de sıkıntılı bir noktaya gittiğini kabul etmek zorunda kalmıştık.

Hal Jordan, volume 4 ile gün geçtikçe bir o yüzüğü, bir o yüzüğü takan; Parallax'a host olan, içinde bir noktada savsak ve kötücül olan karakterden basit bir otorite karşıtı figüre dönüştü, gözlerimizin önünde gerçekleşen bu dönüşüm seriyi ciddi bir anlatıdan uzaklaştırarak her sayısında büyük çarpışmaların gerçekleştirdiği bir uzay köşe kapmacası haline getirdi. Seri boyunca yaşanan eventleri bir gözünüzün önüne getirin, ve her olayın nasıl bir öncekinin parodisi haline geldiğini, bahsettiğim sıkıntının imajı zihninizde daha net oluşabilir.

Yeni bir evren, ve yeni bir seri, belki de en çok Geoff Johns'un ve Green Lantern'ın işine gelecek. Spoiler vermekten kaçınmıyorum, zaten alınmış yüzüğün davası olmaz; War of the Green Lanterns'ın sonunda Hal Jordan'ın yüzüğü kendisinden geri alındı. Ve yüzük, yeni taşıyıcısı olarak Sinestro'yu seçti. Yeni Green Lantern serisine, bu ortamda başlıyoruz. Yani bizim uzun süredir arzuladığımız bir ortamda.

Hal Jordan'ı "insan olarak" görebileceğimiz bir ortamda; ki o da daha ilk dakikadan bu konunun hakkını başarıyla veriyor.

Hal Jordan'ı sevdiğimiz haliyle, hafif kötücül ve aylak -kadınları da tarafımıza çekecek olursak Behlül gibi, Kıvanç Tatlıtuğ gibi- haliyle görebileceğimiz bir ortamda başlıyor; Carol bu konudan çok çekecekmiş gibi görünüyor.

Şimdi roller değişti, şimdi yüzük Sinestro'da, hareket serbestisi de Hal Jordan'da. Eminim bu seri yeni bir rakamla başlamanın avantajını çok iyi kullanacak.

Çizimler hakkında bir not düşmek gerekirse ben hep Leinil Francis Yu ve Steve Dillon'un ortaklaşa çizdikleri bir sayı okuyormuşum gibi hissettim, bunu tek cümleyle toparlamak gerekirse "Bozmadan devam" diyorum.

Hiç yorum yok: