17 Kasım 2011 Perşembe

Yeni 52'de neler oluyor! - Men of War #1

Sgt. Rock DC'nin uzun süre boyunca ekmeğini yediği bir Joe Kubert karakteri, Kubert'in DC Comics'in Wonder Woman patronu ve savaş dergleri uzmanı Robert Kannigher ile birlikte yarattığı bu karakter Nick Fury'ye de ilham kaynağı olmuş olabilir; tek bir farkla :

 
Nick Fury savaşı aşıp günümüze kadar gelmenin bir yolunu buldu; ama Sgt. Rock alternatif hikayeler ve başka zaman dilimine atlayan öyküler dışında hep 2.Dünya Savaşının içinde kaldı. İlk olarak 1959'da ortaya çıkan bir karakterin 50 sene kadar aynı savaşta savaşmış olması DC'ye "Yeter ulan" dedirtmiş olacak ki, yeni başlayan Men of War serisinin ilk sayısında Astsubay Çavuşumuzu Onbaşı olarak bir Call of Duty - Modern Warfare ortamında görüyoruz. Ee, trend bu; insanlar bunun hem oyununu deli gibi oynayıp hem de tüm uyarlamalarına sahip çıkarken DC'nin bu treni kaçıracağını düşünmek delilik olurdu herhalde.

Men of War serisi de tam olarak bunu hedefliyor olsa gerek, modern savaşın popüler kültür üzerindeki etkisini kullanıp eski bir karakterin kabuk atmasını sağlarken , aynı zamanda video oyunu çağı nerdlerini de sağmayı planladılar belli ki . Ama olmuyor, yemiyor.





Elimizde bize hiçbir şey vermeyen bir ilk sayı var, belki de Sgt.Rock'ın geçmişinin bambaşka bir atmosferde yazılmış olmasından kelli karakterlere ısınamıyor, Garth Ennis'in Battlefields serisini okumuş bir insansanız olaya dahil edilen Superpowered/Supernatural elementleri çocuksu buluyorsunuz. En azından benim için öyle oldu.

Bir de bu saydıklarım ile Navy Seals adıyla derginin arkasına eklemlendirilmiş düz ve sıradan Amerikan propaganda hikayesini birleştirirseniz, seriyi okumak için ilk sayı size hiçbir şey vermezken; okumamak için bir iki bahaneniz oluyor.

"E peki madem bu kadar sıkıcıydı, niye hakkında bir yazı yazdın?" derseniz, siz okuma zahmetine boşuna katlanmayın diye cevap verebilirim. Kötü. Vakit kaybı.

Hiç yorum yok: