3 Eylül 2013 Salı

Pazartesi Sıkıntısı - 5



Şu dünyada üç şeyden korkarım, kul hakkı yemekten bir, gıybet yapmaktan iki, okurlarımızı üzmekten üç. Hassas bir blog sayfasıyız biz, duygusalız, zaman zaman kafamızı saatlerce yorganın altında tutup odada Rob Liefeld'in Captain America'sı varmışcasına ağladığımız oluyor, yalan değil. İtiraf ediyoruz; çizgi romanlardan tiskindiğimiz de olmuştur.

Ama bunların hiçbiri, aklımın köşesinde biriken tortuları eskiden meyhanelerde biranın köpüğünü sıyırmak için kullanılan tahta kaşıklarla sıyırıp üzerinize üzerinize silkelememe engel olamaz; o da ayrı bir konu. Ekşi Sözlük'ten James Wade Piotr Armando Cletus Wagner isimli bir yazar okurumuz uzun süredir yazı yazmadığımız için sitemde bulunmuş; hem kendisinin, hem de ismindeki Wagner'in hatrına boş kutuyu biraz sallamakta fayda var. Lütfen "abi sen bu konudan daha önce bahsetmişsin" demeyin, son bir haftadır bir çift çorabın ikisini aynı günde giymeyi başarabilmiş değilim.




  • Acaba Çizgi Roman filmleri neden kötü oluyor? Evet, artık g.te g.t demenin vakti geldi de geçiyor sevgili okuyucular. Avengers ya da Dark Knight diye bağıracak olanlar varsa sakin olsunlar, ben bu iki filmi de çizgi roman filmi olarak görmüyorum; benim gibi düşünen bir çok insan olduğuna da eminim. En son Wolverine filmini beğeneniniz var mı, ya da en son X-Men filmini? Neden olmuyor sorusuna benim çok kısa bir cevabım var; çünkü çizgi roman filmlerinin çoğunu -tıpkı çizgi romanlarda olduğu gibi- 12-25 yaş arası sivilceli, ergen ve kıt zekalı amerikan vatandaşlarını baz alarak çekmekteler. Ortaya çıkan mal da malumunuz. 
  • Canım sevgilimin bana doğum günü hediyesi olarak -Kindle'ımla yaşadığım duygusal ilişki sebebiyle bir türlü paraya kıyıp alamadığım - bir tablet almasıyla başlayan süreçte, tekrardan kafama göre vakit bulduğum her an çizgi roman okuyabilmeye başladım. Bu da çizgi roman üzerine daha fazla düşünmemi, ve daha fazla yazma isteğine sahip olmamı doğuruyor. Büyük konuşmayayım ama önümüzdeki süreçte kulaklarınızı daha çok çınlatabilirim. 
  • Akıllarda Secret Warriors ile kalıcı iz bırakan, Fantastic Four ile "Valla bu çocukta iş var" dedirten, Pax Romana ve The Manhattan Projects ile "Allahına kurban büyük usta!" naraları attıran Jonathan Hickman'ın Avengers'ta mevzuyu neden bir türlü toparlayamadığını bilen var mı? Bir aylaklık, bir olduğundan daha komplike görünme çabası, bir rüküşlük hakim seriye. Üzerinde ejderha işlemeleri olan büyükçe bir ahşap kapıyı iterek Valhalla'ya eş görkemde dekore edilmiş bir salona giriyorsunuz, karşınızda dev bir T-Rex heykeli duruyor : Heyecanla yanına yaklaşıp heykelin üzerini örten inci kakmalı ipek örtüyü ucundan araladığınızda heykelin ana hatlarının ve kaidelerinin bildiğiniz ucuz pvc'den yapıldığını görüyorsunuz; işte Hickman'ın Avengers macerası bende böyle ilerlemekte. 
  • Baştan söyleyeyim , "Infinity'den ne bekliyorsun peki?" diye soracak olan varsa üstteki paragraf yeterince açıklayıcı herhalde, ne bekleyeyim? Hickman diye çok başarılı bir yazarımız var event yazamıyor, Leinil Yu diye çok başarılı bir çizerimiz var event çizemiyor. Potansiyelini kendi kendini tekrar ederek heba eden, sürekli kumbaradan yiye yiye altında delik olan pembe domuzlara dönmüş iki tane çizer say derseniz bir Leinil Yu iki David Finch derim zaten; ikisinin de başını yiyecek olan şey bir event olacaktır. 
  • DC Comics'in Yeni 52'sinden neleri okuyorsunuz, allah aşkına yazsanıza. Çok merak ediyorum, ben Batman okumayı Night of the Owls sonrasında, Action Comics okumayı Morrison'un ilk arc'ı sonrasında bıraktım. Büyük heveslerle Justice League Dark okumayım dedim, ilk hikayenin ardından crossover'a girdiler, tövbe ettim. Sevin sevmeyin, Ryan Sook acaip işler yapıyor ilk altı sayıda.
  • Mesele Çizgi Romansa, şurada ağzımı bir tek Matt Fraction'un Hawkeye'sine karşı açmam. Zenci över gibi övüldü tüm forumlarda, sırf o yüzden oldukça geç başladım seriye ama övüldüğü kadar varmış. Okumayan nerd'ün çocuğu şizoid olur söyleyeyim. Çizgi Roman seviyorum diyorsanız tüm seriyi, okumaya yazma biliyorum diyorsanız ilk hikayeyi, okuma yazmam yok ama allaha şükür tek gözüm biraz görüyor diyorsanız 11.sayıyı okuyun. 
  • Off-Topic olacak ama J.J.Abrams'ın  yıllar önce ölmüş eşek statüsüne kavuşmuş Star Trek franchise'ını senaryolarında kafam kadar delikler olan iki iyi aksiyon filmiyle ayağa kaldırmasını takdir ettiğimi de belirteyim. Helal olsun, ne dersek diyelim kıvrak bir alternatif gerçeklik yaratma hamlesiyle eski külliyatın iyi taraflarını alıp ahlaksızlığını kenara itmek son yıllarda bilimkurgu sinemasında görülmüş en başarılı stratejik hamlelerden biri. 
  • Benedict Cumberbatch'ın Star Trek'ten sonra yeni Star Wars filminde de oynayacağı söyleniyor. Boş günü varsa bize de uğrayabilir, Star Wars'ta Star Trek'teki görkemli performansının üzerine çıkacaksa yarım gün çalışsa dahi tam gün parası verebilirim.
  • Hah, beklenmedik rollerden mevzu açılmışken şu Ben Affleck konusuna da değinelim. Arıza çıkaran arkadaşlara sesleniyorum, problem nedir? Ben Affleck, neden Batman için kötü bir tercih olsun ki? Konuyu bilmesek sanacağız ki Batman bugüne kadar hep doğru oyuncu seçimleriyle beyazperdede oldu, hep büyük karakter oyuncuları tarafından ince mimiklerle oynandı. Arkadaşım, Nolan'ın filmlerinde Batman'i ne kadar kostümlü gördüyseniz bu filmde muhtemelen o kadar kostümsüz göreceksiniz; adam zaten oynamayacak ki. Çeneyse çene, hadi bakalım. Frank Miller'ın Batman'i zaten -afedersiniz- t.şak suratlı bir adam, Affleck bence bu profile ziyadesiyle uyuyor. Aslında hem oynayıp, hem yönetse daha da kral olurdu ama kimse o riski almak istemiyor galiba. "Ne yönetmeni lan?" derseniz ben de size I Killed My Lesbian Wife, Hung Her on a Meathook, and Now I Have a Three Picture Deal at Disney'i izleyin derim.
  • Breaking Bad bitecek diye çok mutsuzum.
  • Türkiye'de yaşıyor olmaktan çok sıkıldığınız oluyor mu sizin de? Her gün kulaklıklarımı biraz daha endişeli takıyorum "Acaba kocaoğlan bugün ne diyecek?" diye. 
  • Yeni Blogger Yayın Oluşturma sayfası çok ömür törpüsü olmuş, artık düzgün bir domain alıp şu işleri oraya taşımanın vakti geldi herhalde. Hayır bu konuda bilgisi olan bir adam da değilim ki. 
  • Injustice - Gods Among Us bir alternatif gerçeklik hikayesine göre çok iyi gitmiyor mu? Neden bu kadar az ilgi görüyor anlamak mümkün değil. Dergiden bahsediyorum, oyunu oynama şansım olmadı. Red Dead Redemption'da sığır otlatmak çok vaktimi alıyor.
Daha fazla uzatmayayım, elbet görüşürüz. Görüşene kadar, lütfen şunu okuyun;



5 yorum:

Berk dedi ki...

Aklımın erdiği konulara biraz yorum yapayım, belki yorum yapmak isteyip çekinen arkadaşlara da iyi örnek olurum:

- Avengers konusunda "yaptığı pahalı transferin bir halta yaramayacağını kabul etmeyen teknik direktör" tutumumu sürdürüyorum - Hickman'dan FF, Secret Warriors ayarında bir iş bekliyorsak biraz daha zaman vermemiz lazım. Bu adam FF yazarken de çok karışık, çok anlamsız, çok iç içe hissettirdiği anlar oluyordu, şöyle bir elli altmış sayı yazmadan Hickman başarılı / başarısız demek istemiyorum ben.

Önemli fark ne? Fantastic Four'da Nathaniel Richards'dı, Franklin Richards'dı, Celestial'dı, Galactus'tu, bildiğimiz kavramların, daha önceden "established" figürlerin üstüne bir hikaye kurdu, şimdi ise her şeyi kendi yapmaya, Ex Nihilo'lar, makineler, bilmemneler ile ilerlemeye çalışıyor. Bu açıdan uyum sürecinin daha uzun sürmesi normal olduğu gibi, seriden aldığımız genel tadın düşmesi de mümkün, ama ben hala altından kalkacağını düşünüyorum.

- Star Trek de, Star Wars da eski günleriyle hatırlamak istediğim seriler benim, sanırım ikisini de eskisi kadar sevmiyorum. Hoş, Star Wars forumlarına falan bakıyorum şimdi de, NJO'yu baştan sona okumuş insan yok, herkes animasyon dizisi takip ediyor, hoşuma gitmiyor böyle şeyler. Ben Star Wars'u Matthew Stover'dan okumak istiyorum abi, bu saatten sonra filmini falan da Marvel filmi izlediğim kafa yapısıyla izlerim ancak.

- Hawkeye mükemmel bir seri ama Fraction'un Hawkeye'ı mı, Aja'nın Hawkeye'ı mı emin değilim, bence ikincisi. Muhteşem Türk çizgi roman okuru bu seriyi nasıl değerlendiriyor derseniz, şu adreste yorumsuz sunacağım bir eğlence var:

http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,5247.0.html

- Blogger'ın yazı şeysi hakkında, Windows Live Writer diye bir programcık var, Microsoft'un muhtemelen yaptığı en iyi şey bugüne kadar. Bir dene istersen. Bence kesinlikle bir alan adı hoş olur ama, o da açıkçası çok bir şey çözmeyebilir tarayıcı üzerinden yazma konusunda, bilmiyorum.

Yorum yapmayan diğer okuyucuları kınayarak da bitireyim bari - sen yorum yapma, yapma, sonra "Abi niye yazmıyorsunuz?" diye hayıflan, var mı öyle?

Unknown dedi ki...

52'de güncel olarak takip ettiğim seriler:batman,wonder woman,justice league batman bence iyi gidiyor death of the family güzeldi ayrıca forever evil'da çok ilginç gözüküyor bakalım alttaki meseleyi nasıl toparlayacaklar.
--------------spoiler-------------
crime syndicate justice league'deki bütün kahramanları öldürüyor ve nightwing'i yakalayıp kimliğini bütün dünyaya açıklıyorlar.
------------------spoiler--------

Arifoglu dedi ki...

- Hawkeye konusundaki tartışma ciddi anlamda ürkütücü, kitlenin arasında böyle insanlar olduğunu görmek insanın şevkini kırıyor açıkçası. Fraction mu Aja mı dersen ikisi de derim, seri güzel bir gitar riff'inin üzerine döşenmiş bas yürüyüşü gibi hiç sekmeden oradan oraya geçiyor.
- Windows Live Writer dediğin naneyi bir deneyeyim ben.
- Yorum konusunda da yüzde yüz katılıyorum, siz de üç beş bir şeyler atın da kendimizi odasında terliğiyle konuşan şizoid olmaktan çıkalım. Yoksa ben kendi kafamı yeterince ütülüyorum zaten, buraya yazmanın ne anlamı kalıyor?

Arifoglu dedi ki...

Pull-Listiniz fena değilmiş, ben çok sayı takip edemiyorum ne yazık ki.Wonder Woman'dan sebepsiz yere koptum -ki serinin çok iyi gittiğini sürekli okuyorum- , Batman Death of the Family ile biraz yordu beni, Night of the Owls kadar iyi bir hikaye olduğunu düşünmüyorum.

İnsanlar burun kıvırmış ama ben Crime Syndicate hikayesinin çok iyi yerlere gidebilceğini düşünüyorum. Bir nevii DC'nin Civil War'u, ya da Dark Reign'i denebilir bu hikaye için, öyle bir potansiyel var aslına bakarsanız.

Arifoglu dedi ki...

Ya bu arada snobluk olarak algılanmaz umarım ama, altinmadalyon ne pis bir ortammış arkadaş.