27 Şubat 2010 Cumartesi

Derinlemesine İnceleme: Onslaught: Başlangıç

Marvel'ın tüm kahramanlarını alt üst eden, herkesin hayatını değiştiren, hatta Marvel Evreni'ni bir süre en büyük kahramanlarından yoksun bırakmayı başaran ölümcül varlık: Onslaught!

Geçtiğimiz haftakarda $2.99 okuyucuları tarafından tüm zamanların en iyi crossover'ı seçilen bu mükemmel seriyi, derinlemesine bir incelemeyle ödüllendirmemek ayıp olurdu. Biz de böyle bir ayıp etmemeye karar verdik. Ve işte tüm Onslaught Saga'nın yeniden okunması, bol kafein ve sınırsız çalışmanın eseri, Onslaught İncelemesi şimdi karşınızda.


Başlangıç

Onslaught hikayesinin temelleri, 1996 yılında sona eren "Fatal Attractions"da atıldı. X-Men ekibinin kurucusu ve lideri Charles Xavier, artık yaptıklarına dayanamayarak, bir başka deyişle daha fazla insana zarar vermesini istemeyerek, Magneto'nun beynini "kapatmış", onu komaya sokmuştu (Magneto'nun Xavier'i çileden çıkarmasına yol açan hareketi, Wolverine'in vücudundaki adamantium'un tamamını söküp atmasıydı).

Xavier,  bu hareketi sırasında, kimsenin beklemediği bir şekilde, Magneto'nun ruhunun (veya zihninin, veya düşüncelerinin, kısaca Magneto'nun bir parçasının)kendi beyni içine girmesine yol açmıştı. Magneto'nun bu ufak parçası, belki de varlığının son parçası, Xavier'in zihninde büyümeye başlamış, Xavier'in bugüne kadar bastırdığı tüm insani duyguları, insanlara karşı olan öfkesini, nefretini ortaya çıkarmasına yol açmıştı.

İşte Magneto'nun bu parçası ile Xavier'in beyninin bu karanlık parçası, Onslaught'un doğuşuydu.

Onslaught'un Ortaya Çıkışı

Magneto'nun bu saklı parçası Xavier'in beyninin karanlık parçalarıyla birleşip yeni bir oluşum ortaya çıkardı. Bu sürekli evrimleşen, ve her an daha fazla güçlenen bir yaratıktı. Xavier gündüzleri akli dengesini koruyabiliyordu, fakat geceleri eski arkadaşı Magneto'nun yaşadığı bütün acılar, bütün zorluklar, hissettiği bütün öfke ve nefret, Profesör X'in peşini bırakmıyordu.

Giderek, Xavier kendi fikirleri ile Magneto'nun fikirlerinin birbirine yaklaştığını fark etmeye başladı. İnsanlığın ve mutant ırkının bir arada, barış içinde yaşayabilecekleri umudunu yavaş yavaş kaybediyordu.  En ufak bir başarısızlık, ona bir trajedi gibi geliyor, en ufak bir aksamada tüm ümidi kesiyordu. Fakat yine de, Charles Xavier zihninin bu güçlenen karanlık bölümünü kontrolü altında tutabilecek kadar güçlüydü. Ve eğer, başka bir dünyadan gelen bir ziyaretçi olmasa, belki Onslaught faciası da asla yaşanmayacaktı.

Age of Apocalypse evreninden Marvel 616 Evreni'ne gelen Nate Grey -ki kendisi o zamanlar da dünyanın en güçlü telepatıydı- yavaş yavaş Onslaught'un varlığını hissetmeye başladı. Cable'ın Askani Klanı zamanından arkadaşı Blaquesmith tarafından Grey hakkında uyarılan Profesör X, çocuğun potansiyelini anlamak ve zihnini okumak için astral boyuta geçtiğinde, Nate Grey daha önceden imkansız olduğuna inanılan şeyi gerçekleştirdi. Xavier'in astral boyuttaki halini, fiziksel dünyaya çekti.

Fakat bu hareket, aynı zamanda Xavier'in beyninde gelişmekte olan Onslaught'u da serbest bırakmıştı.

Başlarda kendini sadece nefret ve öfke olarak gösteren Onslaught, artık kendi fiziksel formuna kavuşmuş ve diğer mutantlara karşı büyük, daha önce görülmemiş bir tehdit halini almıştı. Yenilmez Juggernaut'u ülkenin bir ucundan öteki ucuna bir vuruşla göndermesi, onun sınırsız gücünün yalnızca bir göstergesiydi.

Önce Juggernaut, daha sonra da kendilerine saldıran Post tarafından Onslaught'un varlığını öğrenen X-Men ekibinin ise, Onslaught'un kendi liderleri olduğunu öğrenmeleri, her ne kadar Cable Xavier olduğunu öğrenmiş olsa da (Bu sırada Onslaught tarafından kendisini yok etmekle görevlendirilen Hulk ile savaştığından, X-Men'e haber verememişti.), ancak Jean Grey'in Juggernaut'un beynini okuması ile olmuştu.


Devam Edecek

2. Bölüm: Onslaught!
3. Bölüm: Heroes Reborn!

Hiç yorum yok: