7 Ocak 2010 Perşembe

X-Men Dünyasında Neler Oluyor??

Bugüne dek baktığınızda x-men, xavier'in rüyası olan insanlar ve mutantların barış içerisinde yaşadıkları dünya hedefi peşinde koşan, yer yer çocuk naifliğine sahip bir takımdı. güzel günler onları bekliyordu, toplum tarafından itilip kakılmalarına rağmen efendiliklerini bozmuyor, temel hristiyanlık felsefesi içerisinde kendilerine tokat vurana diğer yanaklarını dönüyorlardı. (tabii wolverine hariç, kendisinin bugüne dek hiçbir zaman x-men konsepti içerisinde hareket etmediğini zaten biliyoruz.) "vurun, ama yine de dinleyin, biz canavar değiliz." serinin temel mottosuydu diyebiliriz.


house of m'in ardından gelen decimation, hem marvel evreninde, hem de x-men içerisinde çok büyük değişimlere yol açtı. mutantların dominant olduğu bir dünyanin ardından wanda maximoff'un "no more mutants" demesiyle dünya üzerindeki mutant popülasyonu -neredeyse- yüzbinlerden 198'e inmişti. dünya içerisinde kendine bir yer inşaa etmeye çalışan bir türün, aniden soyu tükenmekte olan bir türe dönüşmesi, ardındaki dönemde radikal kararlar alınmasını zorunlu kıldı tabii ki.


messiah complex serisinde decimation sonrası ilk mutant doğumu gerçekleşti, ve bu bebeği ele geçirmek için hem x-men, hem mr.sinister'ın marauder'leri, hem de mutant karşıtı purifiers grubu büyük bir mücadele içerisine girdi. kazanan x-men oldu, bebeği cable'a emanet edip onu öldürmeyi hedefleyen bishop'tan kurtarabilmek için geleceğe gönderdiler. bu amaç uğruna verilen zaiyat büyüktü, hem caliban, hem de charles xavier vurularak hayatını kaybetti.


xavier, crusader adlı mutant'ın beyin yapısını onarması sonucunda hayata geri döndü ama, bugüne dek yaptığı tüm hataların etkisi onu hiçbir zaman özgür bırakacak gibi görünmüyor. x-men üzerindeki yetkisini kaybetti, x-men scott summers'ın yönetimine geçti. ve scott, xavier'le geçirdiği onca yılın ardından hayata daha proaktif yaklaşıyor olmalı ki, derin x-men olarak adlandırabileceğimiz yeni x-force ekibinin başına wolverine'i geçirerek, mutant düşmanı kötü karakterleri tek tek yoketmeleri görevini verdi. x-men, artık bir rüyanın peşinde koşmak yerine, realitede kendine yer açmaya çalışıyordu, tamamı insan öldürmekle hiçbir sorun yaşamayan wolverine, x-23, warpath, archangel, domino gibi arkadaşlardan kurulu olan x-force, bunu yeni politikanın en büyük göstergesi.


x-force, bir yandan kendi yolunu kanla açarken, marvel evreni büyük bir şokla daha sarsıldı. secret invasion'u -büyük bir kazık ile- sonlandıran norman osborne, s.h.i.e.l.d.'in başına geçerek yeni proaktif dönemi simgelercesine kuruluşun adını h.a.m.m.e.r. olarak değiştirdi, ve san francisco'daki x-men karargahını bir dizi eylem sonucunda yasa dışı ilan etti. osborne'un dark avengers'ı ile karşı karşıya gelen x-men de, çözümü magneto'nun asteroid-m'ini deniz yüzeyine çıkartıp, mutantlar için bir kurtarılmış bölge yaratmakta buldu: utopia.


ve uncanny x-men 516'da geri dönen (ve tekrar güçlerini kazanmış olan) magneto, grupla konuşmak istediğinde kendisine scott summers'ı muhatap aldığını xavier'in yüzüne söyledi. scott summers'a söylediği ilk şey ise çok manidar; "kılıcım ayaklarınızın dibinde, emrinizdedir."


X-men, dengelerin son iki yılda böylesine değişmiş olmasına, tavrını daha da militanlaşarak gösterecek gibi duruyor. seri, büyük değişimlere gebe.

(Ekşi sözlük için yazdığım bir yazı; burada da bulunmasında bir sakınca olmayacağını düşündüm.)

Hiç yorum yok: