20 Temmuz 2012 Cuma

Pazartesi Sıkıntısı - 4


 Cuma sıkıntısı oldu gerçi ama olsun; sıkıntı öyle acaip bir nesne ki ufak bir kaşıkla bal yemeye çalışmışsınız gibi, elinize bulaştıktan sonra tüm kahvaltı keyfinizi mahvedebiliyor. Kahvaltı da edemiyoruz diyet muhabbetlerine ya, neyse.

  • Aylardır süren The Dark Tower okumam nihayet az önce sonlandı. Epik neymiş, nasıl hazırlanır, nasıl geliştirilir, nasıl diyalog yazılır; Marvel'ın tüm Architect tayfasının sai King'den öğrenmesi gereken şeyler bunlar. Bu kadar uzun süren bir yaratım sürecinde, aynı duygu, aynı sarı toz rengi nasıl tutturulur inanılır gibi değil. Ben mesela, iki hafta üst üste pancake yapsam tadı tutturamıyorum, adam aldığı nefesi içinde tutarak bitirmiş kitabı. 
  • E tabi Roland'ın boktan dünyasında koştururken çizgi romanları ihmal ettim, bunu kabul ediyorum. Ama inanın bunda yayınlanan dergilerin çoğunun abuk subuk noktalardan ilerlemesinin de payı var, şöyle bir gözünüzün önüne getirin; hangi Major çizgi roman franchise'ını okumaktan keyif alıyorsunuz? Avengers? JLA? X-Men? Batman? Dikkat ettiyseniz Spider Man'i hiç saymadım, Dan Slott artık ne yapmaya çalıştığını kendi bile bilmiyor bence. 
  • Walking Dead #100'ün son 25 yılın en çok satan çizgi romanı olması (Yaklaşık 360.000 gibi bir rakamı var) büyük bir olay kesinlikle; bu kadar kendisini tekrarlayan, kısır, yaratıcılıktan yoksun, Amerikan ergen magneti/gençlik dizisi/sorumluluk sahibi bireylerin hatalarını kabullendiği yapay sitcom tadında bir çizgi roman nasıl böyle bir başarı yakalayabilir, nasıl dünya çapında "Next Big Thing" olabilir bilemiyorum. Kirkman'ın bu başarısı neticesinde bağımsız ve yaratıcıya ait çizgi roman yazan sanatçıların çoğu normalden 15 dakika daha uzun sabah ereksiyonları yaşıyordur eminim. Bakarsınız bir sonraki "diziye çevrilip inanılmaz derecede popülerleşen çizgi roman serisi" sizin olur, ne dersiniz? 
  • DC'de sadece ve sadece Stormwatch'u, Demon Knights'ı ve Green Lantern'ı takip etmekteyim. Stormwatch muazzam başarılı bir altmetne ve karakter örgüsüne sahip. Laf  açılmışken DC'nin bu dergide yaptığı ve Marvel'ın da Northstar'ı evlendirerek bir sonraki adıma taşıdığı "Eşcinsel karakterlere sahip çıkma" olgusu ise son zamanlarda karşılaştığım en rahatsız edici şey; çizgi roman firmaları hiçbir şekilde özgürlükçü ya da açık fikirli değiller; sadece ana akım trend hangi yöndeyse onun rüzgarını arkalarına alarak bir kaç okuyucu daha elde etme derdindeler. Biraz geçmişe yönelik okumalar yaparsanız ırkçılık; aşırı milliyetçilik, kadın düşmanlığı, homofobi gibi bir çok hastalığın -hem de büyük firmaların, anlı şanlı, house of idea olduğu iddiasındaki firmalarin- çizgi romanlarında bol bol yer bulduğunu göreceksiniz. 
  •  Hastalık demişken; belki bahsetmişimdir, elimde ciddi birer hastalık olan ırkçılığın ve milliyetçiliğin pençesinde can vermeye çalışan iki harika çizgi roman var; biri "Tenten Rusya'da" , diğeri ise geçenlerde Gittigidiyor üzerinden Mersin'li bir çocuktan aldığım Yüzbaşı Volkan ciltleri. İkisi de bağımsız birer yazıyı hakediyorlar; Tenten sovyetlik gibi bir günaha sahip rusların ne kadar vahşi, ne kadar kötü insanlar üzerine kurulu olduklarını anlatıyor; Yüzbaşı Volkan ise tam bir klasik zaten, bizi birer hayvandan ibaret gören "Yunanlılara" karşı nasıl kahramanca ve adilane mücadele ettiğimizi, yeri geldiği zaman "kadınlarını" kendimize hayran bırakarak düşmanımız olan bir millete karşı nasıl fallik bir üstünlük kurduğumuzu anlatıyor. Vakit bulursam bu sayıların hepsini tek tek incelemek istiyorum. 
  • Diablo 3 oynamaktayım ara ara, arifoglu.emre@gmail.com adresinden eklemek isteyen ekleyebilir. Hastalıklı bir Witch Doctor'um var, tam da karakterimi yansıtacak şekilde çamura yatıyor, uzaktan uzaktan gariban yaratıkların üzerine kavanozlar dolusu örümcek ve infilak eden kurbağalar atıyorum. Beklerim. 
  • Kindle kullanıyorum son bir kaç aydır, kitap okumayı sevenlere şiddetle tavsiye ediyorum. Sifondan sonra en faydalı icat olabilir. 
  • Twitter üzerinden bahsetmiştim, fikirler sürekli geliyor ama uygulayacak ferasete sahip değilim : Süper kahramanların tenasül hayatları üzerine açık saçık ve erotik bir blog yazsam tutar mı acaba diye düşünmekteyim. 
  • Sosyal medyadan da, medyadan da , sosyalleşmeden de tiskinme aşamasındayım. Pinterest dedik ama o da pek interest'imi çekmedi. (Piii)
  • Chronicle, izlemeyen çizgi roman fanı varsa izlesin.
  • Çizgi roman üzerine yazmaya başlamadan önce sinema üzerine yazıyordum, şimdi ara ara tekrar sinema mı yazsam diye düşünmekteyim. Film.com.tr de hala duruyor gördüğüm kadarıyla.  Yalnız benim yazdığım kritikleri "Son Yeniçeri" adlı editör yazmış görünüyor, bir ara arayıp söylemem gerek. 
  • Şerefsiz Google AdSense, bugüne kadar bana layık gördüğün reklam ücretini Diablo 3'te üç item'dan kazanmak üzereyim, evine usta girsin inşallah. 
  • Batman filan dedik de, Court of the Owls'un çok iyi gittiği yönünde söylentiler mevcut. Okumak gerek, TPB'lerine bakmak gerek. Bildiğiniz gibi yeni 52'deki ilk TPB'ler piyasada, beğendiğiniz serileri alın ve aldırın, vurun öldürün. Nereye uğrayacağınızı biliyorsunuz zaten. 
  • Türk Çizgi Roman piyasasında da çok acaip gelişmeler oluyor, ama söylemem, söyleyemem. Az biraz daha bekleyin bence.
  • Ne gadan da pişkin hayata ilişkin diyerek, bu manzumeyi de sonlandırıyorum. The Dark Tower'ın ardından detoks etkisi yapacak bir şey okumam gerek, James Patterson filan üzerinden Airport Novel olayına mı girsem acaba. 

Bu arada, "Avengers ya da Amazing Spider-Man filmleri hakkında bilgi bulabilir miyim acaba?" diye gelen okuyucularımıza da bir sürprizimiz var; (Ulan amma çoksunuz)


Selametle,

Edit :  Dikkat ettiyseniz Avengers Vs. X-Men kapsamında Cyclops'a KIRMIZI TANGALI bir kostüm giydirilmesi, AVX sonrasında yeniden şekillendirilecek Marvel evreninde X-Men ve Avengers franchise'ları arasında gerçekleştirilecek hülleler ve yeni Nova'nın da "Nick Fury" gibi Ultimate evreninden apartma olacağı gibi kepazeliklerden hiç bahsetmedim, lütfen kutuyu açtırmayın.

Hiç yorum yok: