17 Mart 2010 Çarşamba

Skandal! Fiyasko! Yok artık!

Başlık çok açıklayıcı olmadı farkındayım, ama blog'un sıkı takipçileri muhemelen olayın kimle alakalı olduğunu anlamışlardır... Yazının daha bugün çıkan Siege 3 ile ilgili hayvansal boyutlarda spoiler içerdiğini belirterek, bu tepkilerimin nedenini açıklamaya girişiyorum.

Muhtemelen Siege 3 ve skandal, fiyasko gibi kelimeleri kullanmamdan olayın kiminle ilgili olduğunu anlamışsınızdır: Sentry...

Hafta içinde Marvel.com'da yanlış hatırlamıyorsam Bendis'le yapılmış bir röportaj vardı. Siege 2'de Sentry'nin Ares'i organlarına ayırmasının kendisine sorulması üzerine, Robert'ın henüz hiçbir şey görnediğimizi, asıl büyük olayın Siege 3'ün 17 ve 18. sayfalarında olacağını söylemişti.

Tabi ben okurken, bunun Marvel'ın geçen serilerde yaptığı gibi bir satış tekniği olduğunu düşündüm. Ares'i, hiç beklenmediği halde parçalarına ayırmıştı adam, artık daha ne yapabilirdi ki?

O yüzden bu söyleşiyi fazla ciddiye almamıştım. Az önce Siege 3'ü okumaya başladığımda da, on yedinci ve on sekizinci sayfalarda beni büyük bir şeyin bekliyor olabileceğini tamamen unutmuştum. Bu sayı aslında oldukça enteresan başladı.

Marvel'ın sık sık kullandığı ABD başkanı Obama, kendisinden izinsiz olarak Asgard'a saldırdığı için Norman Osborn'u görevinden aldı, ve "vatana ihanet"ten dolayı tutuklanmasını emretti. Tam bu sırada, Captain America yönetimindeki Avengers karması, Osborn ile savaşmaya başlamışlardı. Thor, Sentry ile savaşırken, sonunda beklenen dönüşü yapan Iron Man de, Osborn'un "American Patriot" zırhını kapatmayı başardı.

Zırhı işe yaramaz bir hale gelirken Norman, Sentry'ye "her şeyi yıkmasını" söylediğinde, Sentry bunu ciddiye aldı. 17 ve 18. sayfalarda, Sentry Asgard'ı yok etti. Evet. Bildiğiniz, Odin'in, Thor'un, Loki'nin yaşadığı Asgard'ı yok etti. Tek başına...

Suratı artık tamamen Green Goblin'in suratına dönüşmüş olan Norman ise, bu sırada kahramanların çok büyük bir hata yaptığını, herkesi korumaya çalıştığını sayıklıyordu. En sonunda bu sayıklamayı Norman'a geçirdiği bir yumrukla Spider-Man durdurmuştu ki, şok içindeki Norman, "onun gerçekte ne olduğunu hiç birimizin bilmediğini, onu sadece kendisinin kontrol edebileceğini" söylerken, Sentry tamamen dönüşüm geçirmiş bir halde geri döndü:

12 yorum:

ery dedi ki...

..nassi yani..? sentry cthulhu muymus..?? :))

Arifoglu dedi ki...

Ben beğenmedim, bunun için vakit bulduğumda uzun uzun bir review yazacağım ama, beğendiğimi söyleyemem.

Koca bir sayı boyunca, insana "Oha bunu beklemiyordum!" dedirten tek bir şey olmaz mı yav? Dört sayı olmasından büyük çaplı bir twist olmayacağı belliydi ama; bu kadar çabuk "Kill the Sentry thing" e bağlanmasını beklemiyordum.

Ve evet, Sentry Cthulhu'ymuş galiba.

rustyjames dedi ki...

of bendis of.
artık devamlılık tamamen sıçmış vaziyette.

yani hayır daha dün gibi hatırlıyorum new avengers'ın ilk 20 sayısını (ki hakikkaten tekrardan okuyalı o kadar oldu) sentry şöyledir, böyledir, biraz mental curcunadır ama özünde iyidir deyü yazdın o kadar. hani koskoca emma frost girmiş beyninin taa derinliklerine bakmış anılarına girmiş nasıl görememiş.

yahu be birader biraz dikkat, gene "başından beri aslında sentry ile ilgili planlarım bunlardı" deyip geçicek biliyorum.

ayrıca bendis en son ne zaman thunderbolts'un rosterını kontrol etmiş?
abi spider woman #06 thunderbolts vs. jennifer drew şeklinde geçiyor ancak hop ekip lideri black widow II görünümündeki natasha romanova. şimdi bu natasha kimliğini songbird için feda etmedi mi? etti. (ki kaç ay önceydi bak bu) ulan koskoca jessica gelmiş, nick fury için çalışıyorsun. ulan songbird için cover'ı blow et. jessica için etme. biraz oku bendis ya.

neyse bütün bunların ışığında bendis'in de "vay anasını" dedirtmeyi sevdiğini düşündüğümden mütevellit siege 2 de (1 de olabilir gerçi) nick fury'nin phobos "kusura bakma evlat seni quinjete alamayız" demesinden (ki sonunda bişi olmasa scripte eklemezdi o kısmı) phobos'un bi şekilde ares'e dönüşeceğini(çizgi romandır her şey mümkün) ve sentry mi void mi artık her ne ise, onun kafasını gözünü dağıtacağından şüphem kalmadı.

ki bütün bunları amadeus cho'nun %90 ihtimalle yeni herkül olması ihtimalinden yola çıkarak bağlıyorum.

dedim ya çizgi roman, bendis falan.

ayrıca her şey durulduktan sonra birisi captain americalardan birisi tony stark'ın kafasına o shield'ı geçirmezse gider ciddi ciddi dergiyi satın alır üzerine afiyetler yerim.

ayrıca watcher niye çıkmadı? x-men niye evinde oturuyor.

ayrıca sevgili obama hadi herşeyi görmezden geldin anladım da "ha tamam asgard'a girdilerse hemen dismantle hammer" ulan hammer'ın günahı ne al osborn'u götür bakkala.

koskoca hellicarrier'ı niye bombalattırıyorsun, orada te taxpayer parası var yahu, adamlar senin bordrolu çalışanların. ayıp ayıp.

ayrıca siege için "skandal" diyebilirim, twist olgusu sıfıra yakın ancak gelin görün ki fall of the hulks'ın sonunu okudum demin...

siege gene iyiymiş be abi.

Arifoglu dedi ki...

20 küsür yıldır çizgi roman okuyorum; utanarak söylüyorum ki ben Fall of The Hulks'dan gerçekten hiçbir halt anlamadım. Finale şöyle bir bakıp bırakacağım, blog gereği okuyoruz sadece zaten.

Bendis'in devamlılıkla böylesine problem yaşaması benim de kafamı karıştırıyor, Loeb'in Hulk'ta ve Ultimates'de yaptıklarından sonra Bendis melek gibi görünmeye başlamıştı, ama Siege'in gerçekten fiyaskoya doğru ilerlemesi bu ihtimali de çürütüyor.

Yani kardeşim, tamam; bazı şeyleri tahmin edebiliyoruz, onlarca büyük Event okuduktan sonra eventlerin belirli bir algoritma çerçevesinde ilerlediğini sökebiliyorsunuz; kahramanlar için çöküş, abartılı bir kötüler hükümranlığı, kahramanların toparlanması, saldırmaları, yeniliyor görünmeleri, bir twist, ve herşeyin tekrar iyilerin lehine dönmesi. Tamam, bunun kırıldığına çok çok nadir şahit oluyoruz böylesine basite indirgenerek bitirilmeye çalışılması da insana salak yerine konulduğu izlenimi veriyor.

Ben zaten biliyorum Sentry'nin gizli silah olacağını, ben zaten biliyorum Norman'ın Spider-Man'den yumruk yiyeceğini; bana bilmediğim şeylerden bahset. İnsanlar sevmiyor ama ben Daken'ı seviyorum mesela, Machiavelli göndermeleriyle beni benden alan bu karakterin Siege'de daha ciddi pozisyon tutmasını, Steve Rogers'ın geri döndüğü dünyaya nasıl böyle hızla adapte olduğunun daha ayrıntılı açıklanmasını, ve artık mümkünse Thor'u odunlayan Sentry'nin bir adım sonrasında elindeki tanrıyı bırakıp uçup gitmemesini istiyorum.

Bakalım, final sayısı yayınlandığında çok şey isteyip istemediğimi göreceğiz. Neticede Void dediğin naneyi bu adamlar daha önce de altetmişlerdi, iş bir Emma Frost'a bakıyor.

rustyjames dedi ki...

abi fall of the hulks'ı bi tek ben anlamadım sanmıştım, kurtardın beni beni bu yanılgıdan. yani sırf bir red hulk kimdir gazıyla ne eventler yaptı adamlar helak oldular.

sonunda general thunderbolt ross çıkacak heral.

bendis'in sıçışlarını da ben tamamen quesada'ya bağlıyorum. ona bağlamayı seviyorum. ke kadar hinlik varsa hepsini bu adamdan bekliyorum ben. kesin quesada'dır.

neyse siege'in en azından çizimler hoş, hikaye anlaşılır. bir de embedded var o çok bi şukela olmuş. oradan kurtarıyor gene.

sentry ile voidi ayıradabilirler gerçi.

evet evet, zira sentry tuttu. quesada öldürtmez. ah be quesada.

Adsız dedi ki...

Fall of the Hyulks'u ben de anlamadım. henüz son sayıları okuyamadım ama okuduğum yere kadar da hiçbirşey anlamadım. Gereksiz derecede bir karmaşa hakim.
Bu arada Cthulhu ile kasetedilen nedir anlamadım. Lovecraft'ın Cthulhu'sundan başka birşey mi?

Arifoglu dedi ki...

Fall of the Hulks'u ben daha yeni bitirdim, okumayanların hiçbir şey kaybetmediğini söyleyebilirim. Anlamsız bir kargaşa, bir altyapı doldurma çabasından başka bir şey olmadığını söyleyebilirim.

Berk dedi ki...

Tepkileri üzerime çekme zamanı!

Ben Siege'i sevdim. (Türkçesi: Öldürün beni!)Siege'i neden sevdim? Girişeyim:

1- Konu Asgard olduğu için sevdim. Uzaylı istilası, kahramanların satış yapmak için birbirlerine düşürülmeleri, evliliklerin saçma sapan yollarla bitmesi, Tony Stark'ın kendi kendisini bitkisel hayata sokması, Captain America'nın geri dönüşünde yaşanan saçmalıklar ve Marvel'ın son yaptığı bilimum olaydan bence daha iyi, ve Marvel'a daha çok uyuyor.

2- ""Oha bunu beklemiyordum!" dedirten şeyler vardı bence. Ares'in moleküllerine ayrılmasını beklemiyordum. Asgard'ın yok edilmesini beklemiyordum. Sentry'nin (ya da Void'in) Norman tarafından böylesine kontrol edildiğini beklemiyordum. Sentry'nin Norman'a karşı bir noktada gelmeye başlamasını, kahramanların tarafına geçmesini, yine böyle bir klişe olmasını bekliyordum. Olmadı.

3- Dört sayı olmasını sevdim. Yoksa bütün bir sene bu crossover'la uğraşacak, kötü bir hikayeyi her karaktere yayacak, başka hiçbir şey okumamıza izin vermeyeceklerdi Marvel'dakiler.

4- Embedded'e bayıldım. Lan ne güzel olmuş işte, Frontline'ı da severdim, bu daha bile iyi olmuş.

5- Bana klasik hayran, çoluk çocuk marvel'cısı gibi terimler yakıştırılabilir, ama Spider-Man Norman'a koydu ya o yumruğu, işte o an benim içimin eridiği andır arkadaş!

6- Bazı mantıklı yanları olmasını da sevdim. Bir Amerikan başkanının (tabi bu melek Obama olduğu için de olabilir) Osborn emrine karşı çıkar çıkmaz ona karşı gelip, onun tutuklama emrini verebilmesi falan gayet hoştu.

Bunun dışında:

1- Captain America'lardan biri Tony'nin kafasına kalkan geçirmeyecek muhtemelen, çünkü Tony Civil War ile ilgili hiç bir şey hatırlamıyor. Nedeni ise: (bakın, en ufak bir abartı olmadan, hiç bir şekilde komikleştirmeden söylüyorum, espri yaptığımı düşünenler Stark:Dissasembled'i okusun)"Stark'ın beyninin yedeğini en son Civil War'dan önce almış olması".

2- Fall of the Hulks... Hulk zaten takip ettiğim bir karakter olmasa da, bin beşyüz tane Hulk'un ortaya çıkması falan gayet banaldi. Fall of the Hulks'un gereksiz bir seri olduğuna da katılıyorum. Başlangıcı güzeldi aslında, The Leader'ın FF Plaza'ya saldırması falan iyiydi, ama sonunu getiremediler, neden anlamadım.

3- rustyjames neden hala burada yazmaya başlmadı onu da anlamadım.

(son cümlede pis mesaj gönderirim :D)

rustyjames dedi ki...

oha daha yeni gördüm yazıyı.
anca perşembperşembeye takip edebiliyorum.

neyse bütün bu argümanlara karşıt bir argüman geliştireceğim . bekle sen (:

hmm. yazarım aslında ya.

yazayım mı?

Arifoglu dedi ki...

Buna ben de laflar hazırladım da, bir türlü yazma fırsatı olmuyor.

Ayrıca, yaz tabi; deli misin?

Adsız dedi ki...

Embedded bence de güzeldi. Ya aslında ben de Siege'den umutluydum. Ama bilmiyorum beni kesmiyor bir türlü. Ortada koskaca bir savaş süregelmesi lazım ancak okuyucuya yansıtılan şey bence çete kavgalarından öteye gitmiyor. Yani ne biliyim yüzlerce Asgard'lı var orda.
Ares'in ortadan ikiye ayrılması iyiydi ancak dediğim gibi yüzlerce Asgard'lı var ama biz sadece Sentry'i görüyoruz. İlk sayıda Ares'in bir sürü kahramana gaz verdiğini hatırlıyorum. Yani bunun dev bir kuşatma olması lazım değil mi? Ama o görkem bir türlü yakalanamıyor.
Açıkcası Sentry'nin neden Osborn'dan bu kadar etkilendiğini de anlamadım. Henüz son sayı gelmedi ancak bu işin sonu da bana havada kalacak gibi gözüküyor.

Adsız dedi ki...

Bir de alakasız olacak ama net üzerindeki bir blog'da şöyle birşey okumuştum. Ms. Marvel, taklitçisine "bitch" diyordu ya da tam tersi ancak bu sansürlenmişti.
Ya şimdi Ares'in bütün bağırsaklarının ve böbreklerinin olabildiğince vahşice parçalanması en ufak detayına kadar gösterilirken "bitch" kelimesinin sansürlenmesi de ayrı bir durum.
Dediğim gibi alakasız aslında eheh.