23 Şubat 2010 Salı

Psikiyatri Koğuşu - Thunderbolts

Aşağıda görülen metin Ghost (gerçek adı bilinmiyor) , Paul Dennis (Paladin) , Eric O'Grady (Ant Man) , Frank Simpson (Nuke-Scourge) ve Mister X (gerçek adı bilinmiyor ) ile gerçekleştirilen bir Grup Terapisinin bant çözümlemesidir. Cleavon Twain (Headsman) katılacağını daha önceden belirtmiş olmasına rağmen herhangi bir gerekçe göstermeksizin seansa katılmadı. Seansta odaklanan nokta takımın Agents of Atlas'tan Venus ile yaşadıkları mücadele sonucunda oluşan travmatik hatıralar ve duygular varsa bunlar ile uğraşılması olacak.

Tim Stevens : Tamam, göründüğü kadarıyla herkes burada ve biz artik-oh, bir saniye. Pardon, Mr. Twain bizimle birlikte değil gibi görünüyor, acaba onunla konuşan kimse oldu mu?
Oda sessiz, herkes TS'den gözlerini kaçırıyor.
TS : Nerede olabileceğine dair bir fikir var mı? Mr. O'Grady?
Ant-Man : Umm..Şey, heh, nerede olabilir..Hayır, hiç bir fikrim yok. (Kendi kendisine mırıldanmadan önce hafifçe iç çekiyor) Tanrım...
TS : Eric, eğer bir şey biliyorsan...
Scourge / Nuke : Sadece görev var! Konunun dışına çıkmayın!
TS : Ee, iyi, tamam, fakat Frank, benim görevim hepinizle birlikte çalışmayı kapsıyor. Yani, eğer biri Mr. Twain'in nerede olduğuna dair bir bilgiye sahipse, bu çok yardımcı olurdu.
Paladin : (hızlıca konuşarak) Bak, hepimiz onun kendisi için bir kadın bulduğuna ve biraz para harcamak için kaybolduğuna eminiz, bilirsin ya; biraz gevşemek için. Fakat Osborn böyle bir şey yaptığını öğrenirse onu öldürür, o yüzden...
TS : Endişelerinizi anlıyorum, ve tekrar etmeliyim ki burada her konuşulan özel olarak kalacağı için böyle şeyleri dert etmemelisiniz. Onu ilk görecek kişinin bana göndermesi çok düşünceli bir hareket olacaktır, böyle hiçbir açıklama yapmadan seansları kaçıramaz.
(mırıltı şeklinde tasdik ediliyor, paladin duvardaki bir noktaya bakıyor,biraz rahatsız görünüyor.)
TS :  Tamam, o halde haydi Agents of Atlas ile olan karşılaşmanızı konuşalım.
Mister X : Bunun hakkında konuşacak ne var ki ? Bu amatörler kendilerini küçük düşürürken olayı öylesine boka batırdılar ki ben bile görevi kurtaramadım!
TS :  Anlıyorum, Kulağa çok öfkeliymişsiniz gibi geliyor Mister X, bunu söylersem doğru söylemiş olur muyum acaba?
Mister X : Oh, demek kulağa böyle geliyor öyle mi? Tabii ki öyle gelecek, arkadaşım; sen de en az bunlar kadar yalansın!
TS :  Söylediğinizi duydum, beni söylediğinizden daha çok; belirtmediğiniz şeyler ilgilendiriyor. Bildiğimiz kadarıyla Ghost hariç ekibin tamamı Venus'ün çığlığı neticesinde Görsel ve İşitsel halüsinasyonlara maruz kaldı. Bana söylenen, senin yüksek sesle kendine sürekli olarak "yeterince iyi değil" dediğin. Bunu tartışmak ister misin?
Mister X : (Kollarını göğsünde kavuşturarak) : Belli ki biri yanılmış.
TS : Öyle mi?
Mister X : Eveet.
TS : Aynı şeyi bana gözlüklerini çıkartıp tekrar söylemek senin için bir sakınca doğurmaz, değil mi?
(Mister X kafasını hafifçe öne eğerek terapiste gözlüklerinin üstünden bakıyor, ve kafasını ileri geri doğru sallıyor)
TS : Tamam, bu konuyu konuşmaya hazır olduğunda sana tekrar döneceğiz. Peki ya sen Eric, senin için orada olmak nasıl bir şeydi?
Ant-Man : Sıcak, bunaltıcı. Kostümümün rutubetli ortamlarda gerçekleşen görevler için pek uygun olmadığını öğrendim.
TS : Anlıyorum. Peki Venus sana saldırdığında, neler hissettin?
Scourge / Nuke : (Ayağa kalkıp sandalyesini tekmeleyerek) Bu kadar konuşma yeter, bu askerlere cephede ihtiyaç var!
TS : (aynı anda ayağa kalkıp elini Scourge'nin omzuna koyarak, ve sesini biraz alçaltarak) Şu an için ihtiyaç yok Frank, ayrıca sana da yok. Şimdi otur, şu an için ben senin amirinim, ve bunlar da benim emirlerim. Ben aksini söyleyene kadar oturmaya devam edeceksin, anlaşıldı mı?
Scourge / Nuke : (yavaşça oturarak) Anlaşıldı efendim.
TS : Güzel, şimdi Frank, bana odadan çıkmak için neden bu kadar acele ettiğini söyler misin?
Scourge / Nuke : Utandırılmak istemedim...
TS : Kimse seni utandırmak istemiyor. Senin böyle hissetmene kim yolaçıyor peki?
Scourge / Nuke : Bizim çocuklar! Biz kazanmak için buradayız!
TS : Biliyorum, biliyorum. Peki orada ne oldu?
Scourge / Nuke : Ben...onları gördüm.
TS : Kimi?
Scourge / Nuke : Onları. Beni istiyorlardı, benden nefret ediyorlardı. Kızgınlar, nasıl bir fedakarlık yaptığımızı anlamıyorlar. Görevi bitirmek zorunda olmak, ve sonra, onlar; gittiler. Sonra, hepsi gitti. Savaşa hayır, Savaş yok.
TS : "Savaş yok" derken, neyi kastediyorsun?
Scourge / Nuke : (daha sessizce) Savaş...yok. (sessizlik) Bana bir kırmızı hap verin, ona ihtiyacım var.
TS:  Frank, bunu daha önce konuşmuştuk, sana ilaç vermeyeceğim. Bunun sana yardımcı olacağını düşünsem bile, ki düşünmüyorum; bunu yapamam.
Scourge / Nuke : (etrafa bakınıp, yalvarırcasına)  Peki ya beyaz olanlardan, onlardan bir tane alsam?
TS : Üzgünüm Frank, istiyorsan bir dakikalığına dinlenebilirsin, ama sana herhangi bir hap veremem.
Scourge / Nuke sandalyesini odanın bir köşesine taşıyıp, başını ellerinin arasına alarak sessizce oturur)
TS : Eric, bölündüğü için özür dilerim. Ayrıca, diğer herkes; lütfen herkes diğerlerinin konuşma hakkına saygı duysun. Lütfen Eric, devam et.
Ant-Man : Şey, söylediğim gibi; rutubet içerisinde ve rahatsızdım, bu berbat bir şey. Kırmızı saçlı hatun numarasını çekmeye başladığında öyle şeyler gördüm ki, duysa şuradaki Ghost bile kızarır eminim.
Ghost : Heh.
Ant-Man : Evet, bu adam ne söylemek istediğimi tam olarak biliyor, Her neyse, bence gayet cool'du.
TS : Ve Venus ikinci defa şarkı söylediğinde?
Ant-Man : Evet, ah evet, şimdi hatırlıyorum. Evdeydim ve herşey harikaydı, televizyonun karşısına oturdum ve bum, televizyonda Rockford Files yoktu, ve kimse ne hakkında konuştuğumu anlayamıyordu. Karım, ki kendisi oldukça çekicidir, oğlum (bir süre sessiz kalıp, daha kısık sesle konuşmaya devam eder) ki kısa bir süre önce bir Beyzbol maçı kazandı , kimse Rockford Files hakkında en ufak bir şey duymamıştı.
TS : Yani Kabus Halüsinasyonun bir Televizyon Programının olmadığı bir dünya hakkında mıydı?
Ant-Man : Aynen öyle efendim, Rockford Files'in olmadığı bir dünya yaşamak istemeyeceğim bir yer olurdu.
Paladin : Aynen öyle!
Ant-Man : (elini Paladin'in eline çakarak) Aynen öyle dostum, günde 200-
Paladin : Artı masraflar!
(İkisi oda tekrar sessizleşene kadar bir kaç dakika boyunca karşılıklı gülüşür)
TS : Ne kadar tatlı. Bu konuyu biraz daha ciddiye alarak konuşmak isteyecek biri var mı acaba?
Ghost : Sizinle Tıbbi şirketlerin insanların kendilerini hasta hissetmelerini sağlayarak ilaçlarını sürekli olarak kullanmalarını sağlamaları , ve onları köleleri haline getirerek Şirketlerin varlıklarının insan varlığından daha önemli görmeleri hakkında konuşmayı çok isterim.
TS : Gerçekten bu bugünkü konularımız arasında değil Ghost.
Ghost : Öyle mi, oh, özür dilerim.
TS : Bakın, hepiniz burada bir saat için bulunuyorsunuz, yani orada ne olduğu hakkında konuşabilir ya da bir saat boyunca sessizce oturup birbirimizi izleyebiliriz. Bu sizin seçiminiz. Osborn sizi tanrılarla savaşmak için cepheye istiyor - ki gördüğüm kadarıyla bu özellikle Mister X ve Frank'in de can attığı bir şey, fakat sizinle ilgili bir şey öğrenmeme izin vermezseniz bunu imzalayamam.
(Herkes sessiz kalır, TS koltuğunda aşağı doğru kayar)
TS : (Mırıldanarak) Harika...

Doktor Jeff Parker ve Wellington Alves ekibi konuşturabilmek için daha çok şansa sahip olurlarsa, 24 Mart'taki randevularında elde ettikleri tespitlerini , Thunderbolts #142'ye iliştirecekler.

Tim Stevens Psikoloji Doktorasını elde etmek üzere olan, hastalarına DDT yöntemleri kullanarak yol gösteren bir Diyalektik Davranışsal Terapi danışmanıdır. Kendisi bu değerlendirme yazılarını Marvel.com için yazıyor, ben de Türkçe'ye çeviriyorum.

Hiç yorum yok: